Bundan sakınmak tevekküle aykırı mıdır?
CEVAP: Bizim görüşümüze göre nazar değmesi gerçektir, şer‘an ve hissen sabittir. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur: “O inkâr edenler Zikri (Kur’ân’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi.” (Kalem: 51). İbn Abbas ve diğerleri bu âyeti tefsîr ederken şöyle dediler: Yani seni gözleriyle belirleyeceklerdi. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم şöyle buyurdu: “Nazar değmesi haktır. Eğer kaderi geçip değiştirebilecek bir şey olsaydı bu nazar değmesi olurdu. Nazarı değen insanın yıkanması istendiği zaman yıkanıversin!” Bunu Müslim rivâyet etti. Bu konuda Nesâî ve İbn Mace’nin de şöyle bir rivâyeti vardır: Sehl b. Huneyf yıkanırken Amir b. Rabia yanından geçti. Onu görünce (vücudunun güzelliğini kast ederek) şöyle dedi: “Henüz evlenmemiş örtülü genç kızın cildi dâhil bugünkü gibi (güzel bir cild) görmedim.” Bu laftan hemen sonra Sehl bin Huneyf yere yıkıldı. Bunun üzerine Sehl, Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’e götürülüp ona: (Ya Rasûlallah)! Nazar çarpması nedeniyle yere yıkılmış Sehl’e yetiş, denildi. Resul-i Ekrem صلى اللّٰه عليه وسلم : “Kimden şüpheleniyorsunuz?” buyurdu. Onlar: Amir b. Rabia, dediler. Resul-i Ekrem صلى اللّٰه عليه وسلم (Amir’i azarlayarak): “Niçin biriniz (dîn) kardeşini öldürüyor? Biriniz (dîn) kardeşinde beğendiği -hayran kaldığı- bir şey gördüğü zaman ona mübarek olması için dua etsin” buyurdu. (İbn Mace) Sonra bir miktar su istedi ve Âmir’e abdest almasını emretti. Âmir de yüzünü, dirseklerine kadar kollarını, dizlerini ve izarının içindekini (yani belden aşağıyı) yıkadı ve Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم (bir kapta biriken bu suyu) başına dökmesini emretti. Başka bir rivâyetteki lafza göre: Ve Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم o kabı onun arkasından dökmesini emretti. Vakıa bunun şahididir, inkârı mümkün değildir.
Nazar değmesi vuku bulduğu zaman meşru çarelere başvurulur. Bunlar:
1- Okumaktır. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم şöyle buyurdu: “Sadece göz değmesi ve hummada okumak vardır.” (Buhari, Muslim) Cebrail de Peygamberimiz صلى اللّٰه عليه وسلم ’i okurdu ve şöyle derdi: “Sana zarar veren her şeyden, her nefsin kötülüğünden veya haset eden gözden koruması için Allah’ın ismiyle seni okuyorum. Allah sana şifa versin. Allah’ın ismiyle seni okuyorum.” (Muslim)
2- Yıkanmaktır. Nitekim Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم Amir b. Rabia’ya yıkanmasını sonra o suyu kendisine nazar değenin üzerine dökmesini emretti.
Onun idrarının veya dışkısının artıkların almaya veya eserinden almaya gelince bunun aslı yoktur. Yukarıda geçtiği gibi sadece abdest organlarını, izarının içini, belki de elbisesinin ve sağrının altını yıkamak vardır.
Nazar değmeden önce sakınmaya gelince bunda bir sakınca yoktur, tevekküle aykırı değildir, aksine bu bir tevekküldür. Çünkü tevekkül, Allah teâlâ’nın mubah kıldığı veya emrettiği sebepleri yerine getirmekle birlikte Allah’a güvenmektir. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم torunları Hasan ve Hüseyin’i okur ve şöyle derdi: “Sizi her türlü şeytandan, zehirli hayvanlardan ve nazar değen bütün gözlerden Allah’a sığındırırım.” (İbn Mace) Buyururdu ki: İbrâhîm aleyhisselam da İshak ve İsmail için böyle istiaze de bulunurdu. Bunu Buhârî rivâyet etti.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri Fetva no: 66