Soru: Kitap ve sünnetten ihsanın delili nedir?
Cevap: Delilleri pek çoktur. Bazıları şunlardır:
"Ve ihsan edin; muhakkak Allah ihsan edenleri sever." (el-Bakara, 2/195)
"Çünkü Allah sakınanlarla ve daima ihsan edenlerle (iyi davrananlarla) beraberdir." (en-Nahl, 16/128)
"Kim ihsan edici olduğu halde nefsini Allah'a teslim ederse, muhakkak sapasağlam bir kulpa tutunmuş olur." (Lukman, 31/22)
"İhsanda bulunanlara daha güzeli ve daha fazlası vardır." (Yunus, 10/26)
"İhsanın (iyiliğin) karşılığı iyilikten başkası olabilir mi?" (er-Rahman, 55/60)
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem da şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah ihsanı herşeyin üzerine (yapılan her iş hakkında farz olarak) yazmıştır." [Muslim]
Yine Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah'a ihsan ile ibadet ederek ölen kula ne mutlu! O kimseye ne mutlu!" [İmam Ahmed, Musned]
Soru: İbadette ihsan’ın mahiyeti nedir?
Cevap: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem, onu Cebrail Aleyhisselam'ın sorular sorduğu hadis-i şerifinde: Bana ihsanın ne olduğunu bildir? demesi üzerine şöyle açıklamıştır: "Allah'a onu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Sen onu görmüyorsan dahi şüphesiz ki O seni görür."
Böylelikle Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ihsanın birbirinden farklı iki mertebede olduğunu açıklamaktadır. Bu iki mertebenin yüksek olanı Allah'ı sen O'nu görüyormuşcasına ibadet etmendir. Bu müşahede makamı olup, kulun yüce Allah'ı kalbiyle müşahede etmesinin gereğine uygun olarak amelde bulunmasıdır. Bu şekilde ibadet halinde kalb iman ile nurlanır, basiret irfanın derinliklerine uzanır. Sonunda gayb adeta gözle görülüyormuşcasına bir hal alır. İşte ihsan makamının gerçeği budur.
İkincisi ise murakabe (gözetim altında bulunma) makamıdır. Bu da kulun yüce Allah'ın kendisini müşahede etmekte olduğunu, onu görmekte olduğunu, ona pek yakın olduğunun şuuruna varmasıdır. Kul yaptığı amellerinde bu şuura sahip olursa ve ona göre amel ederse, yaptığı ameli yüce Allah için ihlasla yapar. Çünkü işlediği amellerde böyle bir şuura sahip olması onu yüce Allah'tan başkasına yönelik işlediği amelde o başkasını murad etmesini engeller. Bu iki makam, basiretlerin derinlere işleme gücü oranında farklılık arzederler.
SORULU CEVAPLI İSLAM AKÂİDİ
Hafız b. Ahmed el-Hakemî