Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"(Namazda) yüzlerinizi doğu ve batıya döndürmeniz iyilik demek değildir. Fakat asıl iyilik Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere iman edenin, malına olan sevgisine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilenenlere, kölelere verenlerin, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, ahidleşince ahidlerini yerine getirenlerin, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin yaptığıdır. Sadakat gösterenler, işte bunlardır, takvâ sahibi olanlar da ancak bunlardır." (el-Bakara, 2/177)
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmaktadır: "İman altmış küsur (bir diğer rivayette yetmiş küsur) şubedir. Onun en üstünü la ilahe illallah, en aşağısı ise yolda giden geleni rahatsız eden şeyleri kaldırmaktır. Haya etmek de imandan bir şubedir." [Buhari, Muslim]
Soru: İlim adamları bu şubeleri ne şekilde açıklamışlardır?
Cevap: Bazı hadis şarihleri bunları tek tek saymış ve bu hususta gerçekten güzel ve faydalı eserler yazmışlardır. Fakat iman açısından bunların sayılarını bilmek şart değildir. Toplu olarak bunlara iman yeterlidir. Esasen bu şubeler kitab ve sünnetin dışında bir yerde de değildir. O halde kula düşen bunların emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak, haberlerini tasdik etmektir. Böyle hareket eden bir kimse imanın şubelerini tamamlamış olur. İlim adamlarının saydıkları ise hepsi doğrudur ve imandandır; fakat Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in bu hadis ile bunları kastettiğini kat'î olarak söyleyebilmek için bu hususta açık bir rivayetin olması gerekir.
Soru: İlim adamlarının saydıklarını özetleyebilir misiniz?
Cevap: Bu şubeler kalbin, dilin ve bedenin amellerinden dallanıp budaklanırlar.
Kalbin amelleri, inanılan hususlar ve niyetler olup on dört tanedirler: Allah'a iman: Bunun kapsamına O'nun zatına, sıfatlarına iman etmek, O'nu tevhid etmek "O'nun benzeri hiçbir şey yoktur ve O herşeyi işiten, gören." (eş-Şura, 42/11) olduğuna iman etmek, onun dışındaki bütün varlıkların sonradan yaratıldıklarına inanmak; Meleklere, kitablarına, peygamberlerine, hayrı ile şerri ile kadere ve âhiret gününe iman etmek: Bunun kapsamına kabirde sorgu, öldükten sonra diriliş, amel defterlerinin verilmesi (nüşûr), hesab, mizan, sırat, cennet, cehenneme iman etmek, Allah'ı sevmek, O'nun için sevmek, O'nun için buğzetmek, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'i sevmek, onun tazim edilmesi gerektiğine inanmak da girer. Bunun da kapsamına Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e salat ve selam getirmek, onun sünnetine uymak da dahildir. İhlas ve bunun kapsamına giren riyâ ve münafıklığı terketmek, tevbe etmek, Allah'ın azabından korkmak (havf), Allah'ın nimet ve rahmetini ümit etmek, recâ, şükür, verilen ahidlere bağlılık (vefa), sabır, kaza ve kadere rıza, tevekkül, merhamet ve tevazu da bunun kapsamındadır. Tevazunun kapsamına da yaşlı olana saygı göstermek, küçük olana merhamet etmek, büyüklenmeyi terketmek, ucbu (kendisini ve amellerini beğenmeyi), hasedi (kıskançlığı), kin tutmayı ve kızıp öfkelenmeyi terketmek de dahildir.
Dilin amellerine gelince; bunlar da yedi hasleti kapsar. Tevhidi dil ile söylemek, Kur'ân okumak, ilim öğrenip öğretmek, dua ve zikirde bulunmak. Bunun kapsamına istiğfar ve lağiv (boş şeyler)den kaçınmak da girer.
Bedenin amelleri otuz sekiz hasleti kapsar. Bunların bir bölümü maddi şeyler ile alakalıdır. Bunlar da onbeş haslettir. Maddi ve şer'i hükme uygun olarak temizlenmek: Bunun kapsamına yemek yedirmek, misafiri ağırlamak, farz ve nafile oruç tutmak, itikâf yapmak, kadir gecesini aramak, haccetmek, umre yapmak, aynı şekilde tavaf etmek, dininin selâmeti için kaçmak -kapsamına şirk diyarından hicret etmek de girer-, yapılan adakları yerine getirmek, yeminler ve keffaretlerin yerine getirilmesi hususunda gereken dikkati göstermek de girer. Bunların bir kısmı da tabi olmak ile alâkalıdır. Bunlar da altı haslettir. Nikâhlanmak suretiyle iffetini korumak, çoluk-çocuğun haklarını yerine getirmek, anne-babaya iyi davranmak -bunun kapsamına onlara kötü davranmaktan uzak durmak da girer- çocukları güzel bir şekilde terbiye etmek, akrabalık bağını gözetmek, (köleler için) efendisine itaat etmek, (efendiler için) kölelerine yumuşak davranmak.
Bu hasletlerin bir kısmı da amme'yi ilgilendirir. Bunlar da on yedi haslettir. Adalete bağlı kalmakla birlikte, cemaate uymak suretiyle emirliğin gereklerini yerine getirmek, ulu'l-emre (şer'an kendilerine itaat edilmesi gereken yöneticilere) itaat etmek, insanların arasını düzeltmek -bunun kapsamına İslami otoriteye karşı çıkanlarla (haricilerle) ve bağilerle (silahlı ve askeri güç sahibi olan çetelerle) savaşmak da girer-, iyilik üzerine yardımlaşmak -bunun kapsamına iyiliği emredip, münkerden alıkoymak da girer-, hadleri uygulamak, cihad etmek, emanetin eda edilmesi -ganimetin beşte birinin ödenmesi de bunun kapsamı içerisindedir-, ihtiyacı olanlara borç vermek, aldığı borcu eksiksiz ödemek, komşuya ikramda bulunmak, başkalarına iyi davranmak -bunun kapsamına malı helal yoldan kazanıp, hak olan yerlerde harcamak da girer yine bunun kapsamına savurganlık ve israftan uzak durmak da girer-, selamı almak, aksırana (elhamdulillah demesi halinde) yerhamukellah demek, insanlara zararı önlemek, lehv (boş, oyalayıcı işler)den uzak durmak, yolda insanlara rahatsızlık veren şeyleri kaldırmak. İşte bunlar altmış dokuz husustur. Bunları sözü edilenler arasından biri diğerinin kapsamına giren bazı hususları ayrı bir özellik kabul ederek, yetmiş yedi haslet olarak saymak da mümkündür. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
SORULU CEVAPLI İSLAM AKÂİDİ
Hafız b. Ahmed el-Hakemî