08 Nisan 2025 Salı
10 شوال 1446 الثلاثاء
Kulun İrade ve Meşieti Kader

Soru: Kulların kendilerine nisbet edilen fiillerine bir kudretleri ve bu hususta onların dilemeleri (irâde ve meşîetleri) var mıdır?

Cevap: Evet, kulların işlerini yapmaya kudretleri onların meşîet ve irâdeleri vardır. Yaptıkları işleri gerçek anlamda onlara izafe edilir, bu iradeleri dolayısıyla da mükellef kılınmışlardır. Bu amellerinden ötürü sevab alır yahut cezalandırılırlar. Yüce Allah onlara ancak güç yetirebildikleri mükellefiyetler yüklemiştir. Bu hususu kitab ve sünnette onlara izafe etmiş, bununla onları nitelendirmiştir. Fakat onlar Allah'ın kendilerine yapma kudretini verdiğinden başkasını yapamazlar. Allah'ın dilediğinden başkasını dileyemezler. Ancak Allah'ın onlara bir işi yapabilme gücünü vermesiyle bu işi yaparlar. Nitekim meşîet, irâde ve yaratma ile ilgili nasslar sıralanırken bu husus böylece geçmişti.

Onlar kendi kendilerini var etmedikleri gibi, kendi fiillerini de var edemezler. Onların kudretleri, meşîetleri, iradeleri ve fiilleri yüce Allah'ın kudretine, meşîetine, irâde ve fiiline tabidir. Çünkü onları da, onların kudretlerini, irâdelerini, meşîet ve fiillerini de yaratan O'dur. Yoksa onların meşîet ve irâdeleri, kudret ve fiilleri yüce Allah'ın meşîet, irâde, kudret ve fiillerinin aynısı değildir. Tıpkı kendilerinin o olmadıkları gibi, yüce Allah bundan yüce ve münezzehdir. Onların fiilleri onlarla kaim, onlara layık ve gerçek manada onlara izafe edilecek şekilde Allah tarafından yaratılır. Onların fiilleri de yüce Allah'ın kendisine layık, kendisine gerçek manada izafe olunan fiillerin etkilerindendir. Yüce Allah gerçek manada faildir, kul ise gerçek manada fiilden etkilenendir.

Allah gerçek manada hidayete iletendir, kulda gerçek manada hidayete erdirilendir. Bundan dolayı yüce Allah iki fiilden herbirisini o fiilin kaim olduğu zata izafe ederek şöyle buyurmaktadır: "Allah kimi hidayete erdirirse işte doğru yolu bulan O'dur." (el-İsra, 17/97)

Burada hidayet gerçek anlamıyla Allah'a izafe edildiği gibi, doğru yolu bulmanın (ihtidâ) kula izafe edilmesi de gerçek anlamı iledir. Hidayete ileten (el-Hâdî) doğru yolu bulanın (el-Mühtedî) aynısı olmadığı gibi, hidayet te doğru yolu bulmak (ihtidâ) ile aynı şey değildir.

Aynı şekilde yüce Allah dilediği kimseyi gerçek anlamda saptırır. Böyle bir kul da gerçek anlamıyla dalâlet bulur. İşte yüce Allah'ın kulları hakkındaki bütün tasarrufları böyledir. Hem fiili, hem de fiilden etkilenmeyi kula izafe eden kâfir olur. Fiilden etkilenmeyi Allah'a izafe eden de kâfir olur. Fakat fiili yaratana, fiilden etkilenmeyi yaratılmışa ve her ikisini de hakikat manasıyla izafe eden kimse ise gerçek anlamıyla bir mü'mindir.

SORULU CEVAPLI İSLAM AKÂİDİ
Hafız b. Ahmed el-Hakemî

Kategoriler
Dersler
Vahiy Mescidi
  • /ANKARA
Sitemizde yer alan içeriklerin kaynak gösterilerek paylaşılmasında mahzur yoktur.
vahiymescidi.com © 2025