Kur'ân-ı Kerim'de arz’dan ve hesabın görülmesinden nasıl sözedilmektedir?
Cevap: Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "O günde -hiçbir şeyiniz gizli kalmaksızın- arz olunacaksınız..." (el-Hakka, 69/18) ve devamındaki âyetler.
"Saf halinde Rabbine arzedilecekler. 'Andolsun ki ilk kez sizi nasıl yaratmış idiysek öylece bize geldiniz...'" (el-Kehf, 18/48) ve devamındaki âyetler; "Âyetlerimizi yalanlayan her ümmetten bir topluluk haşredeceğimiz gün onlar bir arada (toplanıncaya kadar) durdurulurlar. Nihayet geldiklerinde der ki: 'Benim âyetlerimi -onları bir bilgiye dayanarak kavramadığınız halde- yalanladınız ha. Yoksa ne yapıyordunuz?' Zulmetmeleri sebebiyle söz (azab) aleyhlerine gerçekleşti. Artık konuşamazlar." (en-Neml, 27/83) "O günde insanlar amelleri kendilerine gösterilmek için bölük bölük döneceklerdir. Kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyorsa onu görecektir, kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa onu görecektir." (ez-Zelzele, 99/6-8)
"Rabbine andolsun ki onların hepsine yapmakta oldukları şeyleri soracağız." (el-Hicr, 15/92-93) "Ve durdurun onları! Çünkü onlar sorgulanacaklardır." (es-Sâffât, 37/24) ve devamındaki âyetler ile daha başka pekçok âyet-i kerime.
Sünnet-i seniyyede bu hususlar nasıl anlatılmaktadır?
Cevap: Bu hususlara dair pekçok hadis-i şerif vardır. Bunlardan birisi Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in şu buyruğudur:
"Her kim inceden inceye hesaba çekilecek olursa, o azaba uğratılacak demektir." Âişe Radıyallahu anha dedi ki: “Yüce Allah: "O kolay bir hesab ile hesaba çekilecek." (el-İnşikak, 84/8) diye buyurmuyor mu?” Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "O (amellerin) arz(ı) hakkındadır." [Buhari, Muslim]
Yine Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Kıyamet gününde kâfir getirilir ve ona: “Ne dersin? Eğer yer dolusu kadar altının olsa bunu (kurtulmak için) fidye olarak verir miydin?” diye sorulacak. O: “Evet” diye cevap verecek. Bu sefer şöyle denilecek: “Senden bundan daha basit ve kolay olan bir şey istenmişti. Bir rivayette: Ben senden bundan daha basit bir şeyi, sen Adem'in sulbünde iken istemiştim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmamanı (istemiştim), fakat sen şirk koşmaktan başka bir şey kabul etmedin." [Buhari, Muslim]
Yine Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Aranızda Rabbinin kendisi ile arasında herhangi bir tercüman bulunmaksızın kendisiyle konuşmayacağı hiçbir kimse yoktur. O vakit kişi sağına bakacak; önden gönderdiği amelinden başkasını görmeyecek, soluna bakacak yine önden gönderdiğinden başkasını görmeyecek, önüne bakacak yüzünün karşısındaki cehennem ateşinden başkasını görmeyecek. Binaenaleyh bir hurmanın yarısı ile dahi olsa, güzel hoş bir sözle dahi olsa, ateşten korununuz." [Buhari]
Yine Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Sizden herhangi bir kimse -mü'mini kastetmektedir- Rabbine oldukça yaklaşır. Öyle ki Rabbi onun üzerine örtüsünü koyar. Sen şunu ve şunu işledin mi diye sorar, kul: Evet der. Yine şunu ve şunu işledin mi diye sorar, kul: Evet der ve böylelikle yaptıklarını ona söyletir. Sonra şöyle buyurur: Dünyada iken ben senin günahlarını örtüp gizledim. Bu gün de o günahları sana bağışlıyorum." [Buhari, Muslim] Ve bunlardan başka daha pek çok hadis-i şerif.
SORULU CEVAPLI İSLAM AKÂİDİ
Hafız b. Ahmed el-Hakemî