09 Nisan 2025 Çarşamba
11 شوال 1446 الأربعاء
Ben Selefiyim Sözü

Soru: Selefî Olmak İçin, Kişinin Kendini Temize Çıkararak “Ben Selefîyim” Diye İddia Etmesi Yeteli midir? O Kişinin Sözü ile Ameli Birbirini Tutmasa, Particilerle/Partizanlarla Kol Kola Yürüse, Kardeşlerinin Gıybetini Yapsa ve Onları Fişlese, Fıtrat ve Yol-Yöntem Açısından Selefin Menhecine Uymayan Şeyler İcrâ Etse, Onun “Ben Selefîyim” Diye İddia Etmesi Bir Şey İfade Eder mi?

Cevap: Rabbimizn sevdiği ve razı olduğu temiz ve mübarek bir hamd ile Allah'a hamd olsun. Emmâ ba'du:
Şüphesiz ki Allah azze ve celle, kerîm Kitâbında şöyle buyuruyor: “Sizin kuruntularınız ile de ehl-i Kitâbın kuruntuları ile de değil. Kim bir kötülük işlerse, onun karşılığını görür.” [Nisâ Suresi 123] Yahûdiler kendilerinin Allah'ın oğulları ve sevdikleri olduklarını söylüyorlardı. Hıristiyanlar da kendilerinin Allah'ın oğulları ve sevdikleri olduklarını iddiâ ediyorlardı. Allah subhanehû ve teâlâ şöyle buyurmuştur: “De ki, o hâlde günahlarınız sebebiyle niye size azâb ediyor?” [Mâide suresi 18]

İddiâ etmek yeterli değildir. Bilakis selefî, selef-i sâlihin anlayışı üzere Kitâb ve Sünnete sarılan kişi olarak tanınıp bilinmelidir. İşte selefî budur. Bugün selefîlik, pek çok kimse nezdinde, istediği zaman giydiği, istediği zaman çıkardığı bir cübbe gibi olmuştur. İsmiyle müsemmâ olmaksızın yapılan tesmiyeler/adlandırmalar, muhtemelen bizzat selefîliğe zarar vermektedir. İnsanlar da onların selefî olduklarını zannetmektedirler. Ama, ey Allah yolundaki kardeşlerim, Allah Resûlü (sallAllahu aleyhi ve alâ âlihî ve sellem) şöyle buyuruyor: “Ümmetimden bir tâife, daima hakk üzere muzaffer olacaktır. Allah'ın emri gelene kadar, onlara muhalefet edenler de onları perişan etmek isteyenler de bu tâifeye zarar veremeyecektir. Onlar bu hâl üzere devam edeceklerdir.” [Muslim]

     Ben, Allah subhânehû ve teâlâya hamd ederim ki, pek çok İslam ülkesinde, Necid'de, Yemen'de, Ürdün'de, Mısır'da, Sudan'da ve pek çok İslam ülkesinde, gerçekten selefî olan istikametli kişiler vardır. Ama bugün selefîliği sadece slogan olarak kullanan pek çok kişinin varlığı da unutulmamalıdır. Örneğin Şeref adında Mısırlı bir tüccar tanıyorum. Adam hırsızlardan bir hırsız idi. O benim için “Riyâdu'l-Cennet” adlı eseri basmak istedi. Ama parayı aldıktan sonra, İhvan onu sıkıştırana kadar, kitabı basmaya da parayı iâde etmeye de yanaşmadı. Adamın kitabevinin adı “Selefî Kitabevi” idi. Adam kitabevini “Sünnet Kitabevi” olarak lanse ediyordu. Bu şahıslar, gençlerin selefîliğe ve Resûl (sallAllahu aleyhi ve âlâ âlihî ve sellem)'in Sünnetine duydukları güveni suistimal ediyorlar. Onların sahte oluşlarının en büyük delillerinden biri, selefî kardeşlerini çekiştirmeleridir. Bu çok tehlikelidir. Böylelerine karşı dikkatli olun, onlardan uzak durun ve sözlerine kulak asmayın. İmam Ahmed bin Hanbel (rahimehUllahu teâlâ)'ya, “İbni Ebî Kuteyle, hadisçileri çekiştiriyor.” dedikleri zaman o, elbisesini silkeleyerek ayağa kalkmış ve şöyle demişti: “O, zındıktır. O, zındıktır. O, zındıktır.”

    AbdulMecid er-Rîmî'nin selefîliğine, sefih yalancı Muhammed el- Mehdî'nin selefîliğine ve selefî olduğunu iddia eden çeşitli sahte kişilerin selefîliklerine bir bakın hele! Bu sahtekârlar, selefîliğe, selefîlik taslayan İhvan'dan daha çok zarar vermişlerdir. Onlar Şia'dan daha çok zarar vermişlerdir; sûfilikten daha zararlı olmuşlardır. Mesele, selefî olduğunu iddia etmek değildir. Önemli olan, selef-i sâlihin anlayışı üzere Kitâb ve Sünnet ile amel etmektir. Allah'tan yardım dileriz.

Şeyh Mukbil bin Hadi el Vadı'i 
(“Ed-Dâirî Sokağındaki Selefî Gençliğin Soruları” adlı kayıttan)
Ses Kaydı

 

Kategoriler
Dersler
Vahiy Mescidi
  • /ANKARA
Sitemizde yer alan içeriklerin kaynak gösterilerek paylaşılmasında mahzur yoktur.
vahiymescidi.com © 2025