Soru: Âlimler Bir Meselede İhtilâf Ettikleri Zaman, Kişi Tercih Etmeye Ehil Olmasa Bile, Onların Kavilleri İçinden Birini Tercih Edip Kendine Uygun Düşeni Alabilir mi? Bu, “Ruhsatlara Tâbi Olmak” Olarak Addedilebilir mi?
Cevap: Bu, önemli bir konudur. İslam Üniversitesinde bu cihette konuşan bazı Ezherliler, zehirlerini pek çok İslam ülkesine akıttılar. Onlar şöyle dediler: “Bir konu olduğu zaman, fakihlerin sözlerine bakar ve sonra insanlara en kolay geleni alırsın.” Sanki Allah'ın dîni insanlara havâle edilmiş gibi. Fakihlerin sözleri hüccet değildir. Bilakis ehil olan kimse, onların delil ve kavillerine bakar; sonra delîlin gerektirdiğini tercih eder. O, böyle yapar. Eğer o, ehil değilse, izzetin Rabbinin kerîm Kitâbında buyurduğu hükmü tatbik eder: “Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun!” [Nahl: 43]
Pek çok Ezherlinin oyunu, her sakala bir tarak uydurarak işine geleni almak şeklindedir. Hayır hayır. Âlimler şöyle demişlerdir: “Delîle dayanmaksızın ruhsatlara tâbi olmak zındıklıktır. Mutlaka delîlin iktizâ ettiği alınmalıdır.” Delîli bilmeyenler ise, delîli bilen ilim ehline sormalıdırlar.
Şeyh Mukbil bin Hadi el Vadı'i
(Bkz: “Fedâih ve Nesâih” adlı kitap, sayfa: 121-122)
Ses kaydı