Siyâset lügatte: “güzel idâre etme(k)” anlamına gelir. Meliklerin tebâlarını güzel idâre etmeleri bu anlam dâhilindedir.
Şer'î siyâsete gelince o: “Kitâb ve Sünnetin ışığı üzere, toplumu güzel idâre etme(k)” demektir. Siyâset, dinden bir cüzdür. Buhari ve Müslim, Sahih adlı eserlerinde, Ebu Hureyre (radıyAllahu anh)'ın şöyle dediğini rivâyet etmişlerdir: Allah Resûlü (sallAllahu aleyhi ve alâ âlihî ve sellem) şöyle buyurdu:
“İsrâiloğullarını nebîleri idâre ediyorlardı. Bir nebî ölünce peşinden başka bir nebî geliyordu. Ama şüphesiz ki Benden sonra nebî yoktur/gelmeyecektir. Benden sonra pek çok halîfe gelecektir.” Dediler ki “Bize ne emir buyurursunuz, ey Allah'ın Resûlü?” Buyurdu ki: “Öncelik sırasına göre onlara biat ediniz!”
Siyâset üç kısma ayrılır:
1. Şer'î siyâset: O, emirlerin, meliklerin, sultanların, reislerin, Kitâb ve Sünnet ışığında halklarını idâre etmeleridir. İşte bu, şer'î siyâsettir.
2. Şeytâni siyâset: O, bu zamanda görülen, yalan ve aldatma siyâsetidir.
3. Mübah siyâset: O, melik ve reislerin/başkanların, şerîatle çelişmeyecek şekilde güzel idâre etme siyâsetidir. İşte bu da mübah siyâsetttir.
Şeyhü'l-İslam İbn-i Teymiyye'nin, “Es-Siyâsetu'ş-Şer'iyye fî Islâhı'r-Râî ve'r-Raiyye (Yöneten ve Yönetilenin Islâhında Şer'î Siyâset)” adlı eserini okumanızı tavsiye ederim. Allah yolunda kardeşimiz Ali bin Muhammed el-Mağribî (Allahu teâlâ onu korusun), bu eseri tahkîk etmiştir. Allah herkesi, sevdiği ve razı olduğu şeye muvaffak kılsın. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah içindir.
Şeyh Mukbil bin Hadi el Vadı'i
(Bkz: “Ğâratu'l-Eşrita” adlı kitap. 1/60)
Ses Kaydı