SORU: Ezânı teypten okumak sahîh olur mu?
CEVAP: Teypten ezân okutmak sahîh değildir. Çünkü ezân bir ibâdettir. İbâdette ise niyet bir zorunluluktur.
SORU: Bir kimse müezzin ezân okurken mescide girdiği zaman onun için daha faziletli olan nedir?
CEVAP: Hadîste vârid olduğu şekilde müezzinin söylediklerini tekrarlaması, sonra dua etmesi, sonra da tehıyyetu’l-mescid kılması daha faziletlidir. Ancak bazı âlimler bundan Cuma günü müezzin ikinci ezânı okurken mescide giren kimseyi istisna etmişlerdir. O, hutbeyi dinleyebilmek için tehıyyetu’l-mescidi kılar. Çünkü hutbeyi dinlemek vâcibtir, müezzinin ezânını tekrarlamak vâcib değildir. Vâcib olanı muhafaza etmek, vâcib olmayanı muhafaza etmekten daha evladır.
SORU: Hadîste bir kimsenin müezzine icâbet ederken “Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslâm’dan, Peygamber olarak Muhammed’den razı oldum” diyeceği ifade edilmiştir. Bunu ne zaman söyleyecektir?
CEVAP: Hadîsin zâhirinden anlaşıldığına göre müezzin “eşhedu enla ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeder-Rasulullah” dediği vakit ona icâbet eden kimse de “Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslâm’dan, Peygamber olarak Muhammed’den razı oldum” der. Çünkü hadîste şöyle geçmektedir: “Kim ezânı işittiği zaman “ اشهد ان لا إله الا الله واشهد ان محمدا رسول الله رضيت بالله ربا و بالاسلام دينا وبمحمد رسولا ” (Allah’tan başka hak ilâh olmadığına şahitlik ederim, Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederim; Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslâm’dan, Peygamber olarak Muhammed’den razı oldum) derse..” (Muslim) Bir başka rivâyette: “Ben de şahitlik ederim derse” ifadesi geçer. “Ben de şahitlik ederim” sözü, bu ifadelerin müezzinin “eşhedu enla ilâhe illallah” demesinden sonra söyleneceğinin delîlidir. Çünkü “vav” harfi atıf içindir. Onun sözünü müezzinin sözüne atfetmektedir.
SORU: Ezândan sonraki zikirde geçen “Şüphesiz sen vaadinden dönmezsin” ilavesi sahîh midir?
CEVAP: Bu ilave hadîs âlimleri arasında ihtilâf konusudur. Şaz olduğu için bu ilavenin sabit olmadığını söyleyenler vardır. Çünkü hadîsi rivâyet edenlerin çoğunluğu bu sözleri rivâyet etmemişlerdir. Bu sözlerin geçtiği makam hazfedilmemelerini, atılmamalarını gerektirir. Çünkü bu makam dua ve övgü makamıdır. Bu yolda söylenen bir sözün hazf edilmesi câiz değildir. Çünkü bununla ibâdet edilir.
Bazı âlimlere göre de bunun senedi sahîhtir. Ezân duasında bunlar söylenir, duadaki diğer sözlerle de çelişkili değildir. Bunun sahîh olduğu görüşünde olan âlimlerden biri de Şeyh Abdulaziz b. Baz’dır. O şöyle demiştir: Bunun senedi sahîhtir. Çünkü bunu Beyhakî sahîh bir senedle tahrîc etmiştir.
SORU: Bir kimse ikâmette de müezzine icâbet edecek mi?
CEVAP: İkâmette müezzine icâbet etmek hakkında Ebû Dâvûd’un tahrîc ettiği bir hadîs vardır. Fakat zayıftır, delîl olmaya elverişli değildir. Tercih edilen görüşe göre ikâmette icâbet edilmez.
SORU: Bazı kimselerin kametten sonra şöyle dediklerini duyuyoruz: “Ekamehallahu ve Edamehallah” (Allah namazı kaim eylesin, Allah namazı daim eylesin). Bunun hükmü nedir?
CEVAP: Hadîsi şerifte Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in, müezzin “Kad Kameti’s-Salat” dediği zaman “Allah namazı kaim eylesin, Allah namazı daim eylesin” dediği geçmektedir. (Ebu Davud) Fakat hadîs zayıftır, delîl olmaya elverişli değildir.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 199-204