Bunun zıttı yüce Allah'ın isimlerinde, sıfatlarında, âyetlerinde (belgelerinde, delillerinde) hakkın dışına çıkmak, eğriliğe sapmaktır. Bu da üç türlüdür:
1. Yüce Allah'ın isimlerini gerçek şekillerinden uzaklaştırıp, bu isimleri putlarına ad olarak veren ve böylece bunlara birşeyler katan ya da eksilten müşriklerin inkârıdır. Bunlar "el-Lât" ismini "el-İlah" isminden, "el-Uzza" ismini "el-Aziz"den, "Menat" adını "el-Mennan"den türetmişlerdir.
2. Yüce Allah'ın sıfatlarına keyfiyyet isnad eden ve O'nun sıfatlarını yaratıklarının sıfatlarına benzeten müşebbihe (benzeticiler)in ilhâd ve inkârı. Bu da müşriklerin ilhadının zıttıdır. Çünkü diğerleri mahluku âlemlerin Rabbine eşit kılarken, bunlar onu yaratılmış cisimler seviyesine indirgemiş ve onu bu yaratılmışlara benzetmişlerdir. O bunlardan yüce ve münezzehtir.
3. İsim ve sıfatlarını inkâr eden muattilenin ilhadı (ve inkarı). Bunlar da iki kısımdır. Bir kısmı yüce Allah'ın isimlerinin lafızlarını kabul ederken, kemal sıfatlarının muhtevasını ona nisbet etmeyerek şöyle demişlerdir: O "rahmet"siz olarak rahman ve rahimdir. İlimsiz olarak "alim"dir, sem'siz olarak "semî'", basarsız olarak "basir", kudretsiz olarak "kadir" demişler ve diğer bütün sıfatları da bu şekilde yorumlamışlardır. (Bunlar mu’teziledir.)
Bir diğer kısım ise açık bir şekilde bütün isimleri ve bunların muhtevalarını kabul etmediklerini ifade etmişlerdir. (Bunlar da cehmiyyedir.) Onu hiçbir ismi ve hiçbir sıfatı bulunmayan katıksız "adem: yokluk" ile nitelendirmişlerdir.
Zalim, inkarcı ve sapkın (mülhid)lerin söylediklerinden yüce Allah pek çok yüce ve münezzehtir.
"Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O halde ona ibadet et ve ona ibadetinde sebat göster. Onun adıyla anılan bir kimse biliyor musun?" (Meryem, 19/65)
"Onun benzeri hiçbir şey yoktur ve o herşeyi işitendir, görendir. (Semî’, Basîr)" (eş-Şûrâ, 42/11)
"O, onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise bilgileri ile onu kuşatamazlar." (Taha, 20/110)
Acaba tevhid çeşitlerinden birisine aykırı olan bir husus, hepsine aykırı gelecek şekilde, birbirlerinden ayrılmayan (mütelâzim) türler midir?
Evet, tevhidin bütün çeşitleri birbirleriyle mütelâzimdir. Bunlardan herhangi bir türü hakkında Allah'a ortak koşan bir kimse diğerlerinde de Allah'a ortak koşan bir müşriktir.
Mesela Allah'tan başkasına dua ederek, Allah'tan başkasının güç yetiremeyeceği bir şeyi o kimseden istemek buna örnektir. Çünkü Allah’tan başkasına dua etmek bir ibadettir. Hatta ibadetin özüdür. Onu Allah'ın dışında, Allah'tan başkasına yöneltmek, Allah'ın ulûhiyyetinde bir şirktir.
Böyle bir kimseden, bir hayır elde etmek yahut bir şerri bertaraf etmek kabilinden bir ihtiyacı bunu gerçekleştirebilmek kudretine sahip olduğuna inanarak istemek ise, Allah'ın rubûbiyetinde bir şirktir. Çünkü o bu inanışı ile Allah'ın mülkünde Allah ile birlikte bir başka tasarruf sahibi bulunduğuna inanmış olur. Diğer taraftan böyle bir kimse Allah'ın dışındaki bu varlığa ancak uzak olsun, yakın olsun, hangi zaman ve hangi mekânda bulunursa bulunsun, kendisini duyduğuna inanarak dua etmekte ve bunu açıkça ifade etmektedir. Bu ise Allah'ın isim ve sıfatlarında bir şirktir. Çünkü Allah'ın dışında dua ettiği bu varlığın yakınlığın da, uzaklığın da engel teşkil etmediği, işitilebilecek bütün herşeyi kuşatabilecek bir sem'inin (işitme gücünün) olduğunu kabul etmiş olmaktadır. İşte Allah'ın ulûhiyyetinde koşulan bu şirk, rububiyette de, isim ve sıfatlarda da O'na şirk koşmayı beraberinde getirmiş olmaktadır.
SORULU CEVAPLI İSLAM AKÂİDİ
Hafız b. Ahmed el-Hakemî