SORU: Namaz kılan cemaat arasında şöyle bir tartışma çıktı: Bir adam mescide sonradan geldiği zaman namaza durulduğunu ve safın tamamlanıp kendisi için o safta yer kalmadığını görse namazını kılabilmek için tamamlanmış saftan bir kişiyi kendi yanına çekmesi câiz olur mu? Veya safın arkasında kendi başına mı kılar veya ne yapar?
CEVAP: Bu mes’elenin üç şekli vardır: İnsan camiye geldiği ve safın tamamlandığını bulduğu zaman:
Ya safın arkasında tek başına kılmasıdır.
Veya saftan birini çekerek onunla birlikte kılmasıdır.
Veya öne geçip imamın sağ yanında namaza durmasıdır. Namaza girdiği zaman karşısında bu üç seçenek vardır. Veyahut ta cemaatle namazı terk edecektir. Peki, bu dört şekilden hangisi tercih edilir?
Biz deriz ki: Safın arkasına tek başına saf yapıp imamla birlikte namazını kılması tercih edilir. Çünkü namazı hem cemaatle kılmak, hem de safta kılmak vâcibtir. Bu iki vâcibten birini yerine getirmek imkânsız hale geldiği zaman -ki safa katılmak imkânsızdır- diğeri vâcib olarak kalır. Ki o da cemaatle namaz kılmaktır. O zaman biz deriz ki: Cemaatin faziletine yetişmek için safın arkasında cemaatle namazını kıl. Bu durumda safta durmak senin elinde olmadığı için sana vâcib değildir. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur: “Gücünüz yettiğince Allah’tan korkun.” (Teğabün: 16). Bu sebepledir ki beraberinde başka kadınlar olmadığı zaman bir kadının safın arkasında tek başına durduğu görülür. Çünkü erkeklerin safında şeran onun yeri yoktur. Erkeklerin safında şeran yer bulması imkânsız olduğu için tek başına kılar.
Saf tamamlandığı ve kendisine safta yer kalmadığı zaman mescide gelen bu adamdan safta bulunma vacibi düşer ve cemaate katılması vâcib olur. O halde safın arkasında cemaatle namazını kılmalıdır. Kendisiyle birlikte namaz kılması için önden bir kişiyi çekmesine gelince bunu yapması uygun değildir. Çünkü bunun üç tane sakıncası vardır:
Birinci sakıncası safta bir boşluk açılmasıdır. Bu, Peygamberimiz صلى اللّٰه عليه وسلم ’in safların sık olması ve aralarındaki boşlukların kapatılması emrine aykırıdır.
İkincisi: Çekilen kişinin daha faziletli bir yerden az faziletli bir yere nakledilmesidir ki bu ona karşı bir nevi haksızlıktır.
Üçüncüsü: Namazda onun zihnini karıştırmaktır. Çünkü onu kendine doğru çektiği zaman kalbinde bir hareket meydana gelmesi kaçınılmazdır. Bu da ona karşı bir nevi haksızlıktır.
Üçüncü şekli imamla birlikte yan yana durmaktır ki bu da uygun değildir. Çünkü imamın cemaatten ayrı yerde bulunması gerekir. Nitekim namazdaki sözler ve fiillerle de onlardan öndedir. Onlardan önce tekbir alır, onlardan önce rükûa varır ve onlardan önce secdeye varır. Bulunduğu yer itibarıyla da onlardan ayrı olması gerekir.
İmamın cemaatin önünde yer alması Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in bir sünnetidir. İmamın onlardan ayrı tek başına bir yerde bulunması için açıkça uygun olan da budur. İmama uyanlardan biri imamla beraber durduğu zaman, namazda sadece imamda bulunması gerekli olan bu özellik kaybolmuş olur.
Dördüncü şekle yani cemaati terk etmesine gelince onun için bu şeklin geçerliliği yoktur. Çünkü cemaate uymak vâcibtir, saf olmak da vâcibtir. Bunlardan birinden aciz olduğu zaman diğeri düşmez.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 308