Ay tutulması ve güneş tutulması namazları cumhura göre vâcib değil sünneti müekkededir. Bu namazları şüphesiz Peygamberimiz صلى اللّٰه عليه وسلم emretmiştir. Güneş tutulunca korkulmuştu. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم alışılmışın dışında çok büyük bir namaz kılmıştı.
Bazı ilim adamları bu namazın ya farzı ayın veya farzı kifaye olduğu görüşündedirler. Bununla ilgili delîlleri Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in emridir. Emirde asıl olan vâcibliktir. Bu emrin bu namazın önemine delâlet eden karinelerle kuşatılmış olması da vâcibliğin delîlidir. Sebepleri gerçekleşen bir ukubete karşı Allah’ın bir uyarısı olduğu için, sebebi gerçekleşen ve Allah’ın uyardığı bu ukubet sebebiyle Allah’a yalvarmaları yakarmaları kullara vâcib olmuştur.
Şüphesiz bu görüş akli ve nakli delîli yönünden kuvvetli bir görüştür ve en azından bu namazı kılmak farzı kifayedir. Bu konuda bizim görüşümüz budur. Cumhurun görüşüne gelince onların bu namazı vâcib olmaktan çıkaracak bir delîlleri yoktur. Sadece bir adam Peygamberimiz صلى اللّٰه عليه وسلم ’e: Benim beş vakit namazdan başka bir yükümlülüğüm var mı? diye sorduğu zaman onun: “Hayır, ancak nafile namaz kılabilirsin” demesi (Buhari, Muslim) vardır. Bu, vâcib kılıcı bir sebep olduğu zaman beş vakit namazdan başka bir namazın vâcibliğini ortadan kaldırmaz. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in “Hayır” demesi gece gündüz devamlı tekrar eden beş vakit namaz gibi bir namaz yoktur anlamına gelir. Sebebe bağlı namazlara gelince bu hadîs bunları vâcibliğini ortadan kaldırmaz.
Özet olarak bizim görüşümüze göre ay ve güneş tutulması namazı ya farzı ayındır veya farzı kifayedir.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 335