Güneşin sıcaklığından korunmak için baş üzerinde şemsiye taşımanın bir sakıncası yoktur. Bu, Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in erkeğe getirdiği başı örtme yasağının kapsamına girmez. Çünkü bu bir örtme değildir. Bilakis bu güneşten ve sıcaklıktan bir korunmadır. Müslim’in Sahîhinde rivâyet edildiğine göre Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم Üsame ve Bilal ile birlikte bulunuyordu. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in Akabe cemresine taş atması için onun devesinin yularını tutuyordu, diğeri de onu güneşten korumak için elbisesini başından kaldırıyordu.Bu, Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in ihramlı iken bu elbise ile gölgelendiğinin delîlidir.
Eteğinin üzerine kemer bağlamasına gelince bunda da bir sakınca ve günah yoktur. Soruyu soran kişinin “dikişli olduğu halde” sözü halkın bu konudaki bir yanlış anlamasına dayanır. Çünkü onlar âlimlerin “ihramlının dikişli giymesi haramdır” sözüyle kast edilen mananın üzerinde dikiş olan şey olduğunu zannettiler. Hâlbuki öyle değildir. İlim adamlarının dikişli giymekle kast ettikleri, organların kalıbına uygun olarak imal edilen şey demektir. Gömlek, şalvar, fanila ve benzeri her zaman giydikleri şeyleri giymek bu kapsama girer. İlim adamlarının kastı üzerinde dikiş olan her şey değildir. Bu sebeple bir kimse mesela yamalı bir ihram elbisesine bürünse bunda bir sakınca yoktur.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 478