SORU: Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ölümünden sonra ümmetinin parçalanacağını haber vermiştir. Bunun tarafınızdan açıklanmasını bekliyoruz?
CEVAP: Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم sahîh yolla kendisinden gelen bir rivâyette (Ebu Davud) Yahudilerin yetmiş bir fırkaya, Hıristiyanların yetmiş iki fırkaya, bu ümmetin ise yetmiş üç fırkaya ayrılacağını, bunlardan biri hariç tamamının cehennemde olacağını haber vermektedir. Kurtulan fırka, Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in ve ashâbının izlediği yolu izleyenlerdir. Bu fırka, dünyada bid‘atlerden, âhirette de cehennem ateşinden kurtulan fırkadır. Bu fırka kıyâmete kadar daima Allah’ın emri üzere sâbit kalan başarıya ulaşmış fırkadır.
İçlerinden bir tanesi hak, diğerleri bâtıl üzerinde olan bu yetmiş üç fırkayı, bazıları tek tek saymaya çalıştılar ve bid‘at ehlini beş şubeye ayırdılar. Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in belirlediği sayıya ulaşmak için de bu beş şubeyi alt bölümlere ayırdılar. Bazı kimseler de bunları saymaktan vazgeçmenin daha uygun olacağı görüşündedirler. Çünkü sapanlar bu fırkalardan ibaret değildir. Bilakis insanlar daha önce olduğundan çok daha fazla sapıtmışlardır. Bu fırkaların sayısı yetmiş iki ile sınırlandırıldıktan sonra da fırkalar ortaya çıkmıştır. Bu sayının sonunun gelmeyeceği, sonunun ne zaman geleceğini bilmenin mümkün olmadığını ve ancak âhir zamanda kıyâmet koptuğunda bilinebileceği söylenmiştir. O halde Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in genellediği gibi genellememiz ve bu ümmetin yetmiş üç fırkaya ayrılacağını, bunların biri hariç hepsinin cehennemlik olacağını söylememiz, sonra Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’e ve onun ashâbına muhâlefet eden herkesin bu fırkaların içine gireceğini söylememiz daha uygundur. Bazen Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم bizim şu anda sadece on tanesini bile bilemediğimiz bir pek çok kısmı olan bir temel esasa işaret edebilir. Yine bazen pek çok dalları olan ihtiva eden bir temel asıla işaret edebilir. Nitekim bazıları bu görüştedirler. Doğrusunu Allah azze ve celle bilir.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri Fetva no: 5