01 Ocak 2025 Çarşamba
01 رجب 1446 الأربعاء
Allah’ın isimleri sınırlı mıdır?

Allah’ın isimleri belli bir sayı ile sınırlı değildir. Bunun delîli Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in şu sözüdür: “Allah’ım! Ben senin kulunum. Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum. Alnım senin elindedir. Hakkımda senin hükmün geçerlidir. Sen benim hakkımda adâletle hükmedersin. Kendini isimlendirdiğin, Kitabında indirdiğin, kullarından birine öğrettiğin veya katındaki gayb ilminde kendine has kıldığın sana ait her isimle senden istiyorum.” (İmam Ahmed, Musned) Katındaki gayp ilminde Allah’ın kendisine has kıldığı isimleri bilmek mümkün değildir. Bilinmeyen şeyi saymak da mümkün değildir.

Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır: Kim bunları sayarsa cennete girer.” (Buhari, Muslim) hadîsine gelince bu, Allah’ın bunlardan başka isimleri yoktur anlamına gelmez. Fakat bunun anlamı, O’nun isimlerinden doksan dokuz tanesini sayan kimse cennete girer demektir. “Kim bunları sayarsa cennete girer.” sözü, ilk cümlenin tamamlayıcısıdır. Ondan ayrı yeni bir cümle değildir. Bu, şu söze benzer: Elimde yüz tane at var; bunları Allah yolunda cihâd için hazırladım. Bunun anlamı elimde sadece yüz at var demek değildir. Elimde bu iş için hazırlanmış yüz at var demektir.

Şeyhulislâm İbn Teymiyye hadîste marifetli kişilerin, Peygamberimiz صلى اللّٰه عليه وسلم ’den bu isimleri tek tek saydığına ve sıraladığına dair sahîh bir rivâyetin gelmediğinde ittifak ettiklerini nakletmiştir. Şeyhulislâm, rahimehullah’ın doğru söylediğinin delîli bu konuda büyük bir ihtilâfın olmasıdır. Bu hadîsin sahîhliğini doğrulamaya çalışan kimse der ki: Bu önemli bir konudur. Çünkü bu isimleri bilmek kişiyi cennete ulaştıracaktır. Dolayısıyla sahâbîler Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’den bu isimleri mutlaka sormuşlardır. Bu, Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in bu isimleri belirlediğinin delîlidir. Fakat buna karşılık bunun gerekmediği cevabı verilmiştir. Eğer öyle olsaydı bu doksan dokuz isim güneşi bilmekten daha çok bilinirdi ve Buhârî’nin ve Müslim’in Sahîhleri’nde ve diğer sahîh kitaplarda nakledilirdi. Çünkü bu ihtiyaç duyulan ve ısrarla öğrenilecek bilgilerdendir. Böyle bir bilgi nasıl zayıf bir yoldan ve farklı şekillerde gelir? Demek ki Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم büyük bir hikmetten dolayı bunları açıklamamıştır. Bu hikmet insanların bu isimleri Allah’ın Kitâbı’ndan ve Rasûlü’nün Sünneti’nden öğrenip araştırmaları hikmetidir. Ta ki bunları öğrenmeye gayretli olanla gayretli olmayan belli olsun diye.

Bu isimleri saymak demek, bunları bir kâğıt parçasına yazıp sonra bunları ezberleyinceye kadar tekrarlamak değildir. Fakat bunun manası:

Birincisi: Bunları iyice öğrenmek
İkincisi: Manalarını anlamak
Üçüncüsü: Bunların gerektirdiği şekilde Allah’a kullukta bulunmaktır.

Bunun da iki şekli vardır:

Birinci şekli: “Bunlarla Allah’a dua edin” (A’râf: 180) âyetinden dolayı istediğin şeye bunları vesîle kılman için Allah’a bu isimlerle dua etmendir. Talep ettiğin şeye uygun ismi seçersin. Mesela Allah’tan mağfiret dileyeceğin zaman: Ya Ğafûr! Bana mağfiret et, dersin. Ey Şedîdu’l-Ikab, bana mağfiret et, demen uygun olmaz. Bilakis bu, alay etmeye benzer. Bu isimle şöyle dua edersin: Ey Şedîdu’l-Ikab! Beni ıkabından/ azâbından koru.

İkinci şekli: Bu isimlerin gerektirdiği ibâdetlere girişirsin. Mesela rahîm isminin gereği rahmettir. O halde Allah’ın rahmetini celp edecek sâlih amel işlersin. İşte bu isimleri saymanın anlamı budur. Böyle olduğu zaman cennete girmenin bedeli olmaya layık olur. 

Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri Fetva no: 31

Kategoriler
Dersler
Vahiy Mescidi
  • /ANKARA
Sitemizde yer alan içeriklerin kaynak gösterilerek paylaşılmasında mahzur yoktur.
vahiymescidi.com © 2025