01 Ocak 2025 Çarşamba
01 رجب 1446 الأربعاء
İstiva Nedir? Selefin İstiva Hakkındaki Tefsiri

SORU: Allah azze ve celle’nin arşı’na istivâ etmesini O’nun kendi şanına layık bir şekilde arşına yükselmesi/üstüne çıkması şeklinde tefsîr etmek selefi sâlihîn’in mi tefsîridir?

CEVAP: Allah teâlâ’nın arşı’na istivâ etmesini O’nun kendi şanına layık bir şekilde arşına yükselmesi/üstüne çıkması şeklinde tefsîr etmek selefi sâlihîn’in tefsîridir. Müfessirlerin imamı İbn Cerîr et-Taberî Tefsîri’nde şöyle der: “İstivânın anlamlarından birisi yücelik ve yüksekliktir (uluvv ve irtifa). Mesela filan kişi koltuğuna çıktı anlamına استوى فلان على سريره denilir. O, “Rahman arş’a istivâ etti” (Tâhâ: 5) âyetini tefsîr ederken şöyle dedi: “Allah teâlâ buyurur ki: Rahman arşına yükseldi, çıktı.” Seleften buna aykırı bir mana asla nakledilmemiştir.

Bu kelimenin kullanım şekli: İstivâ kelimesi lügatte çeşitli anlamlarda kullanılır:

Birincisi: Mukayyet değil, mutlak olarak kullanılması durumunda şu âyette olduğu gibi olgunlaşmak anlamına gelir: “Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca.” (Kasas: 14).

İkincisi: Vav ile birlikte kullanılması durumunda manası eşit seviyede oldu anlamına gelir. Mesela Araplar su eşiğin seviyesine geldi anlamında إستوى الماء والعتبة derler.

Üçüncüsü: إلى ile birlikte kullanılması durumunda yöneldi anlamına gelir. Şu âyette olduğu gibi: “Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi.” (Bakara: 29).

Dördüncüsü: على ile birlikte kullanılması durumunda yükseldi, yükseğe çıktı anlamına gelir. “Rahmân arşa istivâ etti” âyetinde olduğu gibi.

Seleften bazıları istivâ’nın إلى ile birlikte kullanılmasının على ile birlikte kullanılması gibi olduğu görüşündedirler. Bu duruma göre o da yükseldi, yükseğe çıktı anlamına gelir. Nitekim onlardan bazıları istivâ’nın على ile bitişik olduğu zaman üzerine çıkmak, üstüne yerleşmek anlamına geldiği görüşündedirler.

İstivâ’nın cülus yani oturmak diye tefsîr edilmesine geline, İbn Kayyim es-Savâik isimli kitâbında (4/1303) Harice b. Mus‘ab’tan “Rahman arş’a istivâ etti” âyetini şöyle tefsîr ettiğini nakletmiştir: “Oturma (culus) olmadıkça istivâ olur mu?”.

İmam Ahmed’in İbn Abbas’tan merfu olarak tahrîc ettiği hadîste de culûs zikredilmektedir. En iyi Allah bilir.

Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri Fetva no: 33

Kategoriler
Dersler
Vahiy Mescidi
  • /ANKARA
Sitemizde yer alan içeriklerin kaynak gösterilerek paylaşılmasında mahzur yoktur.
vahiymescidi.com © 2025